Bu bir deneme

çok karanlık
çok mavi, belki mor
düşüncelerin koridorları
öyle ıssız
hüzün kokulu
aşkla ilgili olanları..
çok zor
sevilmeden sevmek
gibisi yok!
anımsıyorum
o zamanlar
acıtan çok şey
şimdi
oyuncağım oldular..
kırılmadan
onarılmadan
geçirdiğim aşklar
şiirsiz geceler
gibiler.
biliyorum,
aşk dediğin
kanırtmalı bir taraflarını
inleye inleye
ölmelisin
öldürmelisin.

Belki de..

kadın sevince, açık bir yaraya dönüşüyor günden güne
belki de bu nedenle
ufak bir söz bile acıtmaya yetiyor
sonra durduk yere bir mikrop bulaşıyor
ve yayılıyor her bir yana
oysa kadın, sevmekten hiç vazgeçmiyor,
belki de bu nedenle
açık yaralar hiç mi hiç kapanmıyor.

bi' ihtimal

isterdim tabii, rotasını bilmediğim bir trene kendimi alıp binmeyi
gözlerimi kapadığımda çocukluğumun kömür sobası sıcaklığında uyuyakaldığımı anımsayarak
eski sesler, eski mekanlarla dolu duraklarda soluklanmayı
ölümün gölgesinin bile yaklaşamadığı uzaklara
her kalp atışında daha yakın olmayı,
çok şey değil, iki dudak, iki kol, iki bakış yeterli götürmeye
insanın parasıyla değil duygularıyla var olduğu
o uzaklara
isterdim tabii.